Türkçe; ağzımızda, anamızın sütü gibi helal ve güzel olmalı.
Yahya Kemal Beyatlı
“Türkçe konuşmayan bir insan; Türk harsına, Türk topluluğuna bağlılığını iddia ederse, buna inanmak doğru olmaz.”
Atatürk
Türkçe giderse, Türkiye gider.
Oktay Sinanoğlu
Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir?
Ey Türk ulusu! Kendine dön. Seni yükseltmiş Bilge Kağanı'na, özgür ve bağımsız ülkene karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün.Ulusun adı, sanı yok olmasın diye, Türk ulusu için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Kardeşim Kül Tigin ve iki Şad ile ölesiye, bitesiye çalıştım.
Bilge Kağan Yazıtı'ndan
Sevgili Okurlarım,
Dilimizin önemini belirten yüzlerce özlü söz yazmam mümkün, sadece birkaç örnek vermek istedim. Bu yazımda, gençlerimize öğretemediğimiz Türkçemizden bahsedeceğim. Malumunuz olduğu gibi teknoloji çağında yaşıyoruz. Teknoloji çağının getirdiği sosyal medya ortamlarıyla haşır neşiriz artık. Evde, okulda, sokakta... Aklınıza gelebilecek her yerde sosyal medyayı takip ediyoruz, paylaşım yapıyoruz. Bununla birlikte dikkatimi çeken bir konu var ki, beni çok rahatsız ediyor: Gençlerimizin sosyal medyada kullandığı dil. Çünkü, gençlerimiz sosyal medyada Türkçe konuşmuyor ve bunu alışkanlık haline getiriyor. Sonra kendini ifade edemeyen, kompozisyon yazması istenildiğinde iki lafı bir araya getiremeyen öğrencilerle karşı karşıya kalıyoruz. İzninizle sosyal medyada gördüğüm birkaç Türkçe (!) ifadeyi sizlerle paylaşayım:
"Masum jojuk ", "Yahşıhlı kardeşim", " Efso", " Eywallah", "Tak tak qoıpweqw", "Eywallah best", "ayn babuş asxcdf"
Yukarıda yer alan ifadelerde alfabemizde yer almayan harflerden tutun da kendilerine göre yaptıkları kısaltmalara varana kadar birçok örneği görmek mümkün. PISA sınavı sonucunda "okuma becerileri" alanında bile son sıralardayız. Son sıralarda olmamıza da şaşmamak lazım diye düşünüyorum.
Gençlerimiz artık sosyal medyayı bir ego tatmin etme aracı olarak görüyor:
"Son durumumu beğen"
"Fotoğrafıma yorum yap"
"Nokta koy ne kadar sevdiğimi söyleyeyim"
Gençlerimiz aldıkları beğeni kadar mutlular. Aldıkları yorum kadar da huzurlular. Bence önce bu noktadan başlamak gerekiyor. Gençlerimiz artık yüz yüze konuşma ihtiyacı duymuyorlar. İletişim kurma ihtiyaçlarını sosyal medyada yeterince karşıladıklarını düşünüyorlar.
Sonuçta: Bilgisayara, tablete, telefona, prize bağımlı gençler yetişiyor.
Geleceğimizi kaybediyoruz...
Yazar Unknown
hocam bu problem sadece gençlerimizde mi sizce ? okumuş yabancı menşeiliği birçok firmada plaza dili denilen bir dil hakim. Örneğin feedbackleri ne zaman alacağız ?Follow up denetimine geleceğiz. Bu işin deadline ı ne zaman ? o zaman bir toplantı set edelim. bu listeyi check ettiniz mi ? ve dahası bu arada keşif etkinliğinden geliyorum bana da beklerim
YanıtlaSilSöylediklerinize katılıyorum. Gençlerimizin gidişatı beni bu yüzden endişelendiriyor. Bir yerden başlamak ve dil bilincini gençlerimize vermek gerekli diye düşünüyorum. Aksi takdirde dilimizi dolayısıyla da kimliğimizi kaybedeceğiz.
SilSöylediklerinizin tamamında haklısınız hocam. Bir yerden başlamak gerekiyor. Fakat öğretmenlerin bile bu dili kötü kullandığı bir ortamda gençlerden çok şey beklememek lâzım. Tabi vazgeçmek yok.
YanıtlaSilBuna benzer düşüncelerimi aşağıdaki yazıda ele almıştım. Okursanız sevinirim.
https://www.edebiyatcininbiri.net/yazmadan-da-anlasiyoruz-ya-ya-da-okumak-yazmak-dil-iletisim-teknoloji-sarmalinda-turkce/
"TDK’nin, dilin kurallarını belirlemenin, yabancı kelimelere -anlaşılmaz- Türkçe karşılıklar bulmanın/uydurmanın ötesinde çalışmaları olmalı. Teknolojinin içine doğan nesil, sosyal ağların elinden kendini kurtaramazken, TDK’nin varlığından, internet sayfasından habersiz ömür geçiriyor. TDK, sosyal ortamlarda sevimli bir yüzle gençliğin elinden tutmadıkça sızımız dinmeyecek."
YanıtlaSilSosyal medya için güzel bir öneride bulunmuşsunuz. "Gençler bize gelmiyorsa biz onların ayağına gideriz" demek lazım bence. Onların ilgisini çekmeliyiz. Yazınızı okudum güzel noktalara işaret etmişsiniz.