SAYFALAR

Yeni
Yükleniyor..

KENDI KENDISI İLE YETINME


Krallar hiçbir şeyimi almazlarsa bana çok şey vermiş olurlar hiçbir kötülük etmezlerse yeterince iyilik etmiş sayılırlar bana. Bütün  istediğim budur onlardan. Ama nasıl şükrediyorum tanrıya, varımı  yoğumu bana aracısız vermiş, beni yalnız kendisine borçlu kılmış  olduğu için! Nasıl yalvarıyorum ona gece gündüz beni hiçbir zaman,  kimseye karşı ağır bir minnet altına sokmasın diye! Ne mutlu bir  özgürlükle bunca zaman yaşadım: Onunla bitsin ömrüm!  Bütün çabam kimseye muhtaç olmadan yaşamak. Bütün umudum kendimde.  Bunu başarmak herkesin elindedir; ama ölmeyecek kadar yiyecek  içeceği olanlar daha kolay başarabilirler elbet bunu. Bir başkasına bağlı yaşamak yürekler acısı ve belalı bir şeydir. Kendimiz ki en iyi,  en emin sığınağımız odur; kendimiz bile güvenilir değiliz yeterince.  Kendimi hem yürekçe asıl iş yürekli olmakta çünkü, hem varlıkça  öyle hazırlıyorum ki, başka her şeyimi yitirdiğim zaman kendimle  yetinmesini bileyim. Hippias gereğinde her şeyden sevine sevine elini çekip Musalarla  baş başa kalabilmek için kendini bilime vermekle kalmadı; ruhunun kendi kendiyle yetinmesi, dışarıdan gelecek rahatlıklardan yiğitçe  vazgeçebilmesi için filozof olmakla da kalmadı; büyük bir merakla yemek pişirmesini, tıraş olmasını, giysilerini, ayakkabılarını, öte berisini kendi yapmasını da öğrendi ki, kendi yükünü taşıyabildiği  kadar kendi taşısın ve kimsenin yardımına muhtaç olmasın... Vermede nasıl bir üstün olma niteliği varsa, almada da bir boyun eğme niteliği vardır. Onun içindir ki I.Beyazıt , Timurlenk'in gönderdiği hediyeleri küfürler ederek geri çevirmiş. Sultan  Süleyman'ın bir Hint İmparatoruna yolladığı hediyeler de öyle  kızdırmış ki adamı, kabaca reddederek bizim adetimiz almak değil  vermektir, demekle kalmamış, hediyeleri getiren elçileri zindana  attırmış.

MONTAIGNE / DENEMELER
Google Plus'da Paylaş

Yazar Unknown

Yazar hakkında bilgi yazılacak.
    Blogger Yorumları
    Facebook Yorumları

0 yorum :

Yorum Gönder