Haydi yavrum! Ben seni bugün için doğurdum;
Hamurunu yiğitlik duygusuyla yoğurdum.
Türk evlâdı odur ki, yurdu olan toprağı
Ana ırzı bilerek yâd ayağı bastırmaz;
Bir yabancı bayrağı
Ezan sesi duyulan hiçbir yere astırmaz.
Git evlâdım, yıllarca ben oğulsuz kalayım;
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım!
Haydi oğlum haydi git,
Ya gazi ol, ya şehit…
Haydi yavrum, köyüne, nişanlına veda et
Sabanını, tarlanı, her şeyini fedâ et,
O silâha sarıl ki, böyle günde bir erkek
Bir dualı demirden başka bir şey kullanmaz;
Bunu tutan bir bilek
Köleliğin uğursuz zincirine uzanmaz.
Git evlâdım yıllarca ben oğulsuz kalayım:
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım.
Haydi oğlum, haydi git;
Ya gazi ol, ya şehit…
Haydi yavrum, kendine sen de “yiğit er” dedir,
Büyüdüğün gaziler ocağına can getir.
O cenkleri kazan ki, senin büyük Türk adın
Yedi iklim, dört bucak içersine ün salsın.
Beş yüz yıllık ecdâdın
Kabirlerde titreyen kemikleri öç alsın.
Git evlâdım, yıllarca ben oğulsuz kalayım,
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım.
Haydi oğlum, haydi git,
Ya gazi ol, ya şehit…
Haydi yavrum, bugün de dertli ninen ağlasın,
Ayrılığın oduyla yüreğini dağlasın;
O yaşları saçsın ki, senin arslan göğsünde
Benim kanlı gözyaşım düşman için kin olsun,
Kara yerin yüzünde
Ayağının bastığı bağlar, beller leş dolsun.
Git evlâdım yıllarca ben oğulsuz kalayım
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım.
Haydi oğlum, haydi git,
Ya gazi ol, ya şehit.
Mehmet Emin YURDAKUL
Hocam ben Nesibe. Kitap yorumlarımı bu şekilde mi paylaşacağım yoksa sizin adınıza mi ?
YanıtlaSil